RADYO - V-10
Whatsapp istek Hatti +49 176 459 76 991 İletişim |Ali ÇELİK|
RADYO - V-10
RADYO - V-10 Yükleniyor ...

RadyoYol Türkülerin Susmayan sesi
https://www.facebook.com/radyoyol.com.tr
https://www.facebook.com/radyoyol.com.tr

Dertli Divani Her inanç örgütlenmesini kendi imkanlarıyla sağlamalı

Dertli Divani  Her inanç örgütlenmesini kendi imkanlarıyla sağlamalı


Dertli Divani: Her inanç örgütlenmesini kendi imkanlarıyla sağlamalı
Aşık Dertli Divani, devletin tüm inanç gruplarına aynı mesafede olması gerektiğine vurgu yaparak, “Her toplum inanç ve düşünce örgütlenmesini kendi imkanlarıyla sağlamalı ve demokratik zeminde varlığını sürdürürken birbirinin varlığını da saygıyla kabul etmelidir” dedi.

UNESCO tarafından “Yaşayan İnsan Hazinesi” seçilen Dertli Divani, Alevi toplumunun eşit yurttaşlık talebinin önemine işaret ederken, laik ve demokratik hukuk devletinde Diyanet kurumuna yer olmadığını belirtti.

Âşıklık ve zakirlik alanında yaptığı hizmetlerinden dolayı Kasım 2010 yılında UNESCO tarafından “Yaşayan İnsan Hazinesi” ilan edilen Dertli Divani, Alevilerin eşit yurttaşlık talebi ve Alevi kurumlarının Alevi toplumu ile arasındaki bağlara ilişkin PİRYOL’un sorularını yanıtladı.

 

‘Her toplum inanç ve düşünce örgütlenmesini kendi imkanlarıyla sağlamalı’

PİRYOL: Alevilerin temel taleplerinden biri eşit yurttaşlık talebini nasıl değerlendiriyorsunuz. Diyanet Kurumunun olduğu bir yerde eşit yurttaşlık talebini laiklik ilkesiyle bağdaştırmak mümkün mü?

Dertli Divani: Nacizane düşünceme göre Aleviler, eşit yurttaşlık talebini sadece kendileri için değil, ülkemizde yaşayan ama yok sayılan bütün kesimler için; yani Ezidiler, Ermeniler, Süryaniler yaşam tarzı ve tercihleri farklı olan, hatta kendini ifade etmekten çekinen herkes için, bu çığlığı atmalı ve sesini yükseltmelidir. Aslında bu doğrultuda hareket edildiğini söyleyebilirim ama her kesimin bunu hissetmesi için daha çok çabalamalıdır.

Yüzyıllar boyu şeriat kurallarının hakim olduğu devlet yönetimlerinden sonra, cumhuriyet döneminin başlarında zorunluluktan oluşturulan Diyanet, Laik ve Demokratik yapıyla hiçbir zaman uyumlu olmadı ve olamaz. Eşit yurttaşlık talebi, işte tam bu noktada her farklı inanç gruplarına da kendi diyanetini kurma hakkı verilsin diye de yorumlanabilir ki; geçmişte diyanet içinde temsil edilmek isteyen Aleviler de olmuştu…

Şimdi laik, demokratik, sosyal ve hukuk devleti olduğumuzu söyleyebilmemiz için, devlet, hiçbir dini, inancı ve ibadet anlayışını öne çıkarmadan bütün farklılıklara eşit mesafede olacak şekilde her farklı kesimin de kendini özgürce ifade edebileceği zemini oluşturmalı ve kimsenin kimseye kendini dayatmasına da olanak sağlamamalıdır. Her toplum inanç ve düşünce örgütlenmesini kendi imkanlarıyla sağlamalı ve demokratik zeminde varlığını sürdürürken birbirinin varlığını da saygıyla kabul etmelidir. Dolayısıyla bunların hayata geçmesi için de Diyanet teşkilatı lağvedilmelidir.

‘Alevilerde örgütlülük bilinci ve gücü yeterli değil’

PİRYOL: Alevilerin varolan örgütlülüğünü yeterli buluyor musunuz? Alevi örgütlülüğünün kitle bağlarının zayıf olduğu ve Alevilerin varolan taleplerinin toplumsallaştırılması noktasında eksikliler olduğu yönündeki eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dertli Divani: Alevi Örgütlülüğü 30 yılı aşkın bir süredir Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Amerika, Kanada ve Avustralya’da varlığını kanıtlamış, hatırı sayılır bir düzeydedir. Türkiye’nin de her bölgesinde köylerde, kent merkezlerinde dernekler ve Cemevleri var. Geçmiş yüzyıllarda resmen kabul edilmiş inanç merkezleri olan, başta Hacı Bektaş, Abdal Musa, Şahkulu ve Karacaahmet dergahları bile bugün bir kısmı müze ve geri kalanlar da vakıf ya da dernek statüsündedir. Hali hazırdaki Dergah ve cemevleri hala Alevilerin ibadethanesi olarak kabul edilmiş değildir.

Evet, Alevilerin içinde her kafadan ayrı seslerin çıkması, örgütlülük bilinci ve gücünün her alanda yeterli olmaması dolayısıyla demokratik kitle örgütleriyle de gönül bağı kurup kendini daha anlaşılır hale getiremediği gerçeğini inkar edemeyiz. Aslında bunlar, her kesim için bilinen ve görünen eksikliklerdir. Tabii ki eleştiri konusu olabilir. Buna eyvallah diyerek, ilkeli ve kararlı bir şekilde eksikleri tamamlayarak demokratik hak ve özgürlükler konusunda bütün farklı kesimlerle sesini, nefesini birleştirebileceği öze sahiptir.

 

‘Aleviler demokratik ortamda var olan örgütlü yapılarına canla başla sahip çıkmalı’

PİRYOL: 2022 yılında Aleviler ne yapmalı, örgütlülüklerini geliştirme konusunda hangi adımları atmalı?

Dertli Divani: Aleviler önce batıni/iç manada, aşk ve gönül ehli olan ulu ozanların, ariflerin, insan-ı kâmillerin kelamlarını bilincine taşıyıp yaşamına aktarmalı. “El ele, el hakk’a” dediğimiz Talip, Rehber, Mürşit, Pir arasındaki gönül bağıyla yola koyulmalı. “yol cümleden uludur” deyimi hiçbir Er, pir ve kurum yöneticisi konumu ne olursa olsun yolun ve de kurumsal yapının üstünde değildir. İşte “yol gidenin, hizmet edenin” deyiminden hareketle Demokratik ortamda var olan örgütlü yapılarına canla başla sahip çıkmalı. Kurumsal yapıların tüzüklerini de yolun kuralının bir parçası olduğu bilinciyle hareket etmeli. Talibi-rehberi-piri hep bir can olarak gönülleri birlemeli. Bundan sonrası da bu dünyada yaşıyorsak o halde dünyada olan biten, olumlu olumsuz hiçbir şeyi görmezden ve duymazdan gelemeyiz. Duyarlılığımızla her türlü haksızlığın karşısında olup, demokratik hak ve hukuk kuralları içerisinde mücadeleyi bırakmadan İnsan alemi olarak, farklılığımızla bir arada kardeşçe yaşayabiliriz.

Barışa özlem

Aşık Ali Cemali “Barışa Özlem” adlı şiirinde tam da bu konuya ne güzel açıklık getiriyor:

Bütün insanlardan arzumuz vardır

İnsan birliğine zor demesinler

Gerçekler nerdedir haberimiz var

Haktan gayrısına yar demesinler

Dünya aydınları ziyasın tutsun

İnsan aleminden cehalet gitsin

Senlik benlik denen kavgalar bitsin

Şu koca dünyaya dar demesinler

Musevi, isevi muhammediler

Doğu batı kuzey hem güneyliler

İnsanlık öncüsü bunca veliler

Barış yolu buzlu kar demesinler

Bu dünya doludur türlü nimeti

İnsanlığın barış huzur cenneti

Yaşamaya lazım bunca serveti

Silahlar yaparak kar demesinler

Ali Cemali der insan olasın

İnsanlık vasfında yerin bulasın

İnsan ektiğini biçer bilesin

Doğru görenlere kör demesinler.

Dertli Divani kimdir?

Asıl adı Veli Aykut olan Dertli Divani, 1962 yılında Şanlıurfa, Kısas’ta doğdu. Çocukluk ve gençlik yıllarında buradaki muhabbet ve cem ortamlarında kültüre, inanca dair bilgiler edindi, kendisini yetiştirdi. Babası 1990 yılında Hakk’a yürüyen Büryani mahlaslı Hamdullah Baba bu süreçte onun için bir okul oldu.

Kısas’taki muhabbet erkânlarında, Hacı Bektaş Veli evlatlarından Emrullah Ulusoy, 21 Şubat 1978 tarihinde “Dertli”mahlasını, Bektaş Ulusoy da aynı yıl 12 Mayıs’ta “Divani”mahlasını verdi.

Dertli Divani’nin ilk solo albümü “Divane Gönül” 1989 yılında yayınlandı. “Diktiğimiz Fidanlar” albümü 1992 yılında, “Düvaz İmam” adlı albümü de 1996 yılında yayınlandı.

Bu dönemde yorumladığı eserler, Alevi-Bektaşi müziğinin en çok seslendirilen eserleri oldu. Deyiş ve derlemeleri başta Arif Sağ olmak üzere birçok halk müziği sanatçısı tarafından seslendirildi.

2000 yılında “Serçeşme”, 2005 yılında “Hasbıhâl”, 2014 yılında “Hâkisar” adlı albümleri yayınlandı. Albümlerinde söz ve müziği kendisine ait olan eserlerin yanında Şanlıurfa’nın Kısas, Sırrın ve Akpınar köylerinde; Kahramanmaraş’ın Nurhak ilçesinde; Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesi ve Savran köyündeki cem ve muhabbet erkânlarında söylenen miraçlama, semah, tevhit ve deyişleri de seslendirdi.

Dertli Divani, âşıklık ve zakirlik alanında yaptığı hizmetlerinden dolayı Kasım 2010 yılında Birleşmiş Milletlerin kültür kuruluşu UNESCO tarafından “Yaşayan İnsan Hazinesi” olarak ilan edildi.

KAYNAK: PİRYOL/ÖZEL


2022-01-18 14:07:45
Telefon
WhatsApp